Kendimizi sabote mi ediyoruz?

Sunumlar bir sürü sorunumuzun hem sebebi hem de çözümüdür. Keşke artık sunum yapmasam, toplantılara katılmasam” hayali ve “Neden katkılarım görülmüyor, derdim anlaşılamıyor” serzenişi arasında kalmaktansa 4 alana müdahale ederek kariyerimizin seyrini değiştirebiliriz.

Kafamızdaki sesler

“Sürükleyici bir sunum yapamayacağım,

çünkü hazırlanamadım, kafalar ve gündemler çok yoğun ve doğru düzgün dinleyen de yok” dedikçe...sunumlardan kaçınılır, yeni yöntemler denenmez, kötü deneyimler yaşamaya ve yaşatmaya devam ederiz. Beynimizi doğru kullanarak bu döngüden nasıl çıkacağımızı öğreneceğiz.

Strateji eksikliği

Net strateji = iyi sonuçlar. Sunumların kontrol altına alınabilir değişkenlerini ve dinleyici psikolojisini derinlemesine inceleyip, yeni yöntemler öğreneceğiz. Etudist’in özel araç ve şablonlarından faydalanacağız.

Kötü alışkanlıklar

A-Z’ye ve tepeden tırnağa kadar sunumlarımızı etkileyen alışkanlıklarımızı canlı uygulamalar ve egzersizler yaparak tespit edip, nasıl geliştireceğimizi öğreneceğiz

Teknoloji kullanımı

Canva, Chat GPT, DALL-e ve her gün çoğalan teknolojik araçların +/--’lerini inceleyip duruma göre hangilerinden, nasıl faydalanabileceğimizi öğrenip, deneyimleyeceğiz.

Uzmanlıklar

Ulus/Beşiktaş

6 ders ile başlanması

önerilir, hedefe göre belirlenir

ABD’de doğdum ve yedi yaşındayken Kanada'ya göç ettiğimde 4 kez ülke ve 4 okul değiştirmiştim bile. Kendimi zar zor ifade etmeye, yerimi bulmaya ve güvende hissetmeye çalışırken aynı zamanda farklı kültürleri çözmeye ve uyum sağlamaya çalışıyordum. Kanada’da sosyoloji ve İngiliz Dili ve Edebiyatı eğitimimi tamamlayıp, yirmi yedi yaşındayken Türkiye’ye köklerimi keşfetmek için taşındığımda bavulum çok farklı deneyim ve yetkinliklerle doluydu. Buna rağmen kendimi konfor alanımın çok dışında buldum. Türkçem yetersizdi, kültürün içinde büyümemiştim ve etrafımda ortak geçmişimin olduğu insanlar yoktu. Uzun yıllar boyunca hiç bir yere ait olamayacağıma inanıp, yıllarca derin bir yanlızlık çektim.

Türkiye’ye taşındıktan sonra en büyük şansım ülkemizin en büyük ve başarılı STK’larından birisi olan AÇEV’de on yıl süren Genel Müdürlük görevime başlamak oldu. Bu süre zarfında kalabalık bir ekibi ve karmaşık çok ortaklı projeleri yönetme, AÇEV’i kurumsallaştırma ve milyonlarca Euro değerinde projeler kazanma fırsatını yakaladım. Ulusal ve uluslararası Yönetim Kurulları ve komitelerde görev alırken, televizyonda ve topluluk önünde yüzlerce konuşma ve sunum yapma şansını elde ettim. Bende çok küçük yaşlarda oluşmuş olan farklılıklara saygı ve toplumsal hizmet değerlerimle birebir örtüşen bu görev sayesinde lider ve yönetici olmayı öğrendim. Yarım milyonu aşkın insanın eğitimine katkıda bulunan bu organizasyonun GM’si olabilmiş olmanın gururunu her daim cebimde taşımaktayım.

2014 yılında Etudist’i kurdum ve binlerce kişinin kişisel ve profesyonel gelişimlerine eşlik ettim ve her gün aynı şevk ile etmeye devam ediyorum. Türkiye’nin çok güçlü kurum, kuruluş ve her düzeydeki liderler çalışıyor onlara bireysel koçluklar, proje danışmanlıkları ve kurumsal eğitimlerimi sürekli geliştirerek sunuyorum. Katılımcılarılarıma fiziksel, zihinsel ve duygusal dayanıklılıklarını artırmanın yollarını, kendilerini daha iyi ifade edebilmenin tekniklerini ve kısır döngülerden kendilerini kurtarmanın yöntemlerini güncel ve pratik içerik ve araçlarla aktarıyorum. Hayatlarının veya kariyerlerinin aşamaları, sektörleri, yaşadıkları sıkıntılar veya hedeflerine göre içerikleri uyarlayabiliyor, tüm hizmetlerimi hem İngilizce hem de Türkçe sunabiliyorum.

Otuz altı yaşındayken evlenip, on sekiz ay arayla iki kız çocuğu dünyaya getirdim. Çocuklarıma ev sahipliği yapan rahimden sezaryenler de dahil olmak üzere beş kez ameliyat olduktan sonra kendisine teşekkürlerimle veda ettim. Ardından da tiroit kanserinden dolayı tirodumla, göğüs kanserinden dolayı da iki göğsümle yollarımı ayırdım. Arada bir de sancılı bir omuz ameliyatını Covid’in ilk yılına denk getirmeyi başardım. Her teşhis, operasyon ve sonrasındaki tedavi ve tonlarca ilaç hem fiziksel hem de duygusal olarak beni ve bedenimi yıprattı.

Bütün bu deneyimler bana tekrar tekrar fiziksel, zihinsel ve duygusal dayanıklılığın önemini hatırlatıp acısız ve dengede geçirilebilen her an için şükretmeyi öğretti. Aynı zamanda da bizi tamamlayacak, anlayacak, kurtaracak gücü kendimiz dışında aramamız gerektiğini gösterdi. Yeterli, tam, güvende, sevilmeye ve görülmeye layik olduğunu sana inandıracak ve bu ihtiyaçlarını karşılayacak kişi de yine sensin. Bunun farkına varabildiğimizde ne kadar büyük bir güce sahip olduğumuzu ve bunun hafife alınacak bir sorumluluk olmadığını da görmeye başlıyoruz. Ayarlarımızı “reset-lemek” ve “pillerimizi şarj” edebilmek için bir günü beklemek yerine bugün harekete geçmeye sizleri davet ediyor ve bu yolda sizlere eşlik edebilmek için sabırsızlanıyorum.